Büyük hevesle hazırlamışlardı! Fransa’nın yapamadığını Türkiye başardı

Eski Tunus Büyükelçisi Ömer Faruk Doğan, 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’ni AA Analiz Masasına değerlendirdi:

Türkiye-Afrika ilişkileri 2003’te Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu Stratejik Afrika politikasıyla yeni bir ivme kazandı. Türkiye, 2005’te Afrika Birliğine (AfB) gözlemci üye oldu. 2008’de Afrika Birliği, Türkiye’yi stratejik partner ilan etti. İstanbul’da gerçekleştirilen 2009 yılı 1. Türkiye-Afrika Zirvesi’nin ardından Kasım 2014’te Ekvator Ginesi’nin başkenti Malabo’da Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın riyasetinde 2. Türkiye-Afrika Zirvesi geniş bir katılımla gerçekleştirildi.

– Türkiye Afrika’da en çok büyükelçilik açan ülke

Afrika ile ilişkilerimizde büyük bir dönüşüm ve değişimin yaşandığı 2003’ten itibaren 54 ülke, 1,35 milyar nüfustan oluşan Afrika ile ilişkilerimiz çok farklı bir boyut kazandı. Ticaretimiz 2021 yılı itibarıyla 25,6 milyar dolar seviyesine ulaştı. 2003 yılı başında toplamda 12 olan Afrika’daki büyükelçilik sayımız, kararlaştırılan ve yakın zamanda açılacak Gine Bissau Büyükelçiliği’miz ile 44 sayısına ulaşmak üzere. Son 15 yılda Afrika’da en fazla büyükelçilik açan ülke olduk. İlk Afrika seferlerini 1956’da başlatan bayrak taşıyıcımız Türk Hava Yolları (THY) Kovid-19 salgınına rağmen bugün Afrika’daki uçuş noktası sayısını 56’ya ulaştırdı. Afrika’yı dünyaya açan en büyük, en önemli hava yolu ağına sahip konuma yükseldi.

Gerek Gümrük Birliği avantajımız gerekse STA anlaşmalarımız çerçevesinde Türkiye 1 milyara yaklaşan tüketici pazarını Afrika’ya açma imkanına sahip. Mevcut ticaret hacmimiz karşılıklı potansiyeli yansıtmasa da bu konudaki büyük imkan tüm Afrika ülkeleri için ciddi bir ümit ışığı haline geldi.

Salgın kaynaklı, tüm turizm gelirlerini ve dünya ekonomisindeki daralma nedeniyle ham madde ihracatı dahil ihracat gelirlerini kaybederek ekonomik anlamda darboğaza giren Afrika için Türkiye yeniden ümit ışığı olarak belirdi.

– 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi

3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi, “Birlikte Kalkınma ve Refah İçin Güçlendirilmiş Ortaklık” anlayışıyla Afrika’dan bakan düzeyindeki yetkililerin yanı sıra 20’ye yakın devlet başkanı ve üst düzey temsilcinin katılımıyla 17 ve 18 Aralık 2021’de İstanbul’da gerçekleştirildi. Zirvede Türkiye-Afrika ilişkilerinin gelecek 5 yıllık strateji ve yol haritası belirlendi.

Tüm ilgili kurum, kuruluşlarımızın ve STK’lerimizin katılımıyla gerçekleştirilen zirvede, tanıtım stantları kurularak yeni iş birliği imkanları tartışıldı. Özellikle Kovid-19 salgını nedeniyle önemi bir kez daha ortaya çıkan tarım, sağlık ve eğitim iş birlikleri kapsamında yeni stratejik planlar karşılıklı müzakere edildi.

– Zirve Batı basınında yankı buldu

Geçtiğimiz ekim ayı sonunda Fransa’nın büyük bir hevesle hazırlandığı Fransa-Afrika zirvesi, katılımcı endişesi nedeniyle son anda farklı bir yapıya dönüştürülerek “Afrikalı gençlerle buluşma zirvesi”ne dönüşmüştü. Türkiye’nin düzenlediği zirvenin başarısı ise Batı’da büyük dikkat çekti. Batı basını, haksız eleştiri ve yakıştırmalarla zirveyi gölgelemeye gayret etmişse de zirve ve başarısı tüm Afrika’da geniş yankı buldu.

Fransız ekonomist, eski Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Direktörü Pascal Lamy’nin ifadesiyle, gelecek 50 yıl Avrupa’nın bir numaralı partneri ve gündem konusu Afrika ve Afrika Birliği üyesi ülkeler, samimi, karşılıklı “kazan-kazan” ilkesine dayalı ilişki tesis etmek isteyen Türkiye’nin, Afrika için önem ve değerini yeniden tanımlama imkanı buldu ve ilişkileri güçlendirmek için irade beyan etti.

– Özel sektör gayret göstermeli

Son 20 yılda 54 Afrika ülkesinden 30’unu bizzat ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ile ticaretimizi ilk aşamada 50 milyar ve takiben 75 milyar dolara çıkarma hedefimizi ilan etti. Halen Afrika’da 1686 proje ile 78 milyar dolarlık müteahhitlik hizmeti gerçekleştirilen müteahhitlik sektörümüzün Afrika’da değişik ülkelerde altyapı ve üstyapı ihalelerine katılım ve proje gerçekleştirme gücü pekişerek arttı. Bu yönde Türkiye yol haritasını özel sektörümüzün önüne koydu. Bundan sonrası müteahhitlerimizin gayret ve özverisine bağlı.

Afrika’daki yatırımlarımız 6 milyar dolar düzeyinde. Afrika’nın yer altı zenginliklerini ortaya çıkacak iş birliğiyle yarı mamul ve mamul maddeye çevrilerek ihracat suretiyle Afrika’nın zenginleşmesi, artık karşılıklı iş birliği imkanlarının geliştirilmesine bağlı. Bugün itibarıyla Afrika’dan ihraç edilen ham maddelerin yarı mamul hale dönüştürülmesi suretiyle Afrika’da ilave 5 milyon yeni istihdamın oluşturulabileceği yapılan çalışmalarla ortaya konmuş bir gerçek. Bu konuda sadece Türkiye ve Türk özel sektörünün gayret göstermesi, amaçlanan hedeflere ulaşmak için yeterli değil. Afrikalı ortaklarımızın da özel gayretini iş birliği ve yol açıcılığını gerekli kılıyor.

– İlişkilerde yeni dönem

Bugüne dek Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) karşılıksız olarak Afrika’da yüzlerce üretim, eğitim ve sağlık projeleri gerçekleştirdi. Birçok sosyal ve kültürel proje gerçekleştirerek Afrika ve ortak ülke kimliklerinin yeniden belirlenmesi sürecine katkı sağladı. Türkiye insani yardımda gayrisafi milli hasıla ile oranlandığında dünyadaki ilk 3 ülke arasına girdi ve bu süreçte en büyük payı da Afrika’nın aldığı hususunun altını çizmek gerekiyor.

Türkiye’nin ortaya koyduğu strateji ve iş birliği anlayışı çerçevesinde, Afrika’da ortaya çıkan iş birliği ve ortaklık anlayışına gereken önem ve özen gösterilebilirse, Afrika’nın sahip olduğu zenginliklerle doğru orantılı yeni bir ekonomik kalkınma sürecini başlatabilir ve sürdürebilir hale getirebileceğine inanılmaktadır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği şekliyle “Dünya 5’ten büyüktür.” 54 ülkeli Afrika, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde hak ettiği temsili elde ederek, kıtadaki iç karışıklıklar ve savaşlara nihayet vererek, güç ve imkanıyla ekonomik kalkınma sürecine ayrı katkı sağlama olanağına sahip olabilecek.

İlgili kurum ve kuruluşlarımızın 3. Türkiye-Afrika zirvesinde ortaya çıkan yeni strateji ve yol haritası çerçevesinde hareket etmesi yüksek derecede önem arz ediyor. Bu konuda Türkiye’yi kendine hedef seçen Fransa’nın 1 Ocak 2022’den itibaren AB Dönem Başkanlığını da kullanarak oluşturabileceği yeni ve farklı yaklaşımlar da göz önünde tutulmalı. Özel sektörümüzün de üzerine düşen görevi yerine getirmesi halinde Afrika ile “kazan-kazan” ilkesine dayalı ilişki modelimizin yeni bir boyuta ulaşması mümkün olabilir. Ayrıca Afrika’nın bugün içinde bulunduğu birçok mağduriyetten kolaylıkla kurtulması olası olabilecektir.

Karşılıklı konuşma, müzakere ve strateji belirleme sürecinin bir etabı daha tamamlandı. Şimdi her iki kesimin de büyük bir azim ve gayretle yeni dönemi yönlendirmesi ve ekilen tohumların özenle bakılıp büyütülerek hasat aşamasına getirilmesi sürecidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir