Gülsüm YILDIRIM/HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) – 23 Haziran ayından bu yana cumhurbaşkanı dayanaklı parasal sıkılaştırmanın sonucu olarak TCMB siyaset faizini sabit tutmuştu. Geçen ayki toplantıda siyaset faizini yüzde 45‘te tutan banka kâfi sıkılığa ulaştığının iletisini vermişti. Şura kararında sıkı duruşun korunacağı bildirisi verilirken enflasyon görünümünde besbelli ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para siyaseti duruşunun sıkılaştırılacağı belirtildi.
Açıklanan faiz kararı hakkında Herkes Duysun’a değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Yusuf Dinç, faiz kararının sürpriz olmadığını belirterek, “Merkez Bankası beklentiye girmişti aslında. Son periyottaki tartışmalarda taraf olması, gözleri üzerine çekmesi piyasanın matematiğinden farklı bir faiz fiyatlaması gerektiriyordu. Bu faiz artışı da buna reaksiyon olarak ortaya çıktı. Olağanda faiz artırmadığı bir ay olmuştu şubat ayı. Mart’ı da o denli geçirmesi beklenebilirdi fakat kendi sebep olduğu yersiz gündemlerle faiz artırımı yapmadı. Piyasalar bu duruma şaşırsa da ben bir sürpriz olarak görmedim.” tabirlerine yer verdi.
“TCMB PİYASADA STERİLİZASYON YAPABİLİR”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 6 Mart Çarşamba günü kredi büyümesini kısıtlayan önlemlerini, 7 Mart Perşembe günü ise zarurî karşılıklara ait düzenlemelerini açıklamıştı. Merkez Bankası (TCMB), ek sıkılaşma adımları kapsamında, kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından nakit çekim süreçlerinde faiz oranını muhtaçlık kredisi faiz oranıyla uyumlu düzeye yükseltirken, bankacılık sisteminde Türk lirası (TL) mevduatın hissesini artırmaya yönelik yeni adımlar atmıştı. İlerleyen devirlerde ek önlemlerin beklendiğini ve bu beklentiyi de Merkez Bankası’nın oluşturduğunu söyleyen Dinç, “Merkez Bankası bilhassa kredi kartlarıyla gündemde. Piyasada bir sterilizasyon yapacağına dair, TL ölçüsünü azaltıcı atılımlarda bulunacağını tabir eden bir yaklaşımı var. Önümüzdeki günlerde bunun yavaş yavaş karşılığını görebiliriz lakin Merkez Bankası’nın sorun olarak gördüğü yerlerde sorun yok aslında. Kredi kartı sorununu ele aldığımızda burası çok da problemli bir alan değil. Gerçek iktisatta var olmayan bir durum orada gerçekleşmiyor.” dedi.
“SEÇİMSİZ 4 YIL TÜRKİYE İÇİN BİR FIRSAT”
31 Mart mahallî seçimlerinin tamamlanmasının akabinde Türkiye seçimsiz bir periyoda giriş yaptı. 4 yıllık bu süreçte ana gündem konusu enflasyon ve iktisat olacak. Seçimlerin hem makroekonomik açıdan hem de piyasalar açısından epeyce kritik bir süreçte gerçekleştiğine değinen Yusuf Dinç, “Seçimde çıkan sonuç her ne kadar sürprizler barındırsa da piyasalar tarafında yansıması epeyce sonlu kaldı. İktisat idaresinin önünde 4 yıllık seçimsiz bir devir var. Münasebetiyle enflasyona yönelik adımların meyvesinin toplanması, ekonomik aktivitenin tekrar rayına oturtulması için bu seçimsiz periyodun uzunluğu değerli.
Seçim sonucu, 4 yıl seçimsiz sürebileceğini işaret ediyor mu? Bunu evvel tartışmak gerekiyor. Bizdeki siyasi aktörler Türkiye’nin değil kendi menfaatlerine odaklı strateji geliştirmeyi ve davranmayı benimsiyor. Bu nedenle siyaset kazanı nasıl kaynayacak önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bence Türkiye’nin seçimsiz bir 4 yılı kıymetli bir fırsat.” biçiminde konuştu.